Hızla gelişen Bilgi ve İletişim Teknolojileri (ICT) sektörünün üzerinde yükselen başarılarıyla, G. Kore; öğrenme sürecine yaratıcı bir yaklaşımı harekete geçirme yolunda sayısal teknolojiden yararlanıyor. Öğrenciler böylece, istedikleri her yerde ve her zaman eğitim malzemelerine ulaşma olanağına kavuşuyorlar
Temel göstergeler
Geçen yarım yüzyıl boyunca, G. Kore, hem eğitim hem de ekonomik ilerleme alanında esaslı hamleler yaptı. Ülke ekonomisi 1950’lerde, Asya ve Afrika’daki birçok gelişmekte olan ülkenin düzeyindeyken, bugün dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasında yer alıyor. Eğitim alanında da en başarılı ülkeler arasında bulunan G. Kore, kişi başına düşen GSMH bakımından İtalya ve İspanya’nın düzeyine ulaşmış durumdadır.
- Ekonomik büyüklüğü içindeki payı bakımından, G. Kore eğitime diğer birçok ülkeden daha fazla harcama yapmaktadır. Örneğin 2008 yılında, ülke GSMH’sinin yüzde 7.6’sı eğitim yatırımlarına ayrılmıştı – bu oran, OECD ülkeleri içinde, İzlanda’dan sonraki en yüksek oran olup, yüzde 5.9 olan OECD ortalamasının da oldukça üzerindedir.
- G. Kore okullarında sınıf başına öğrenci sayısı diğer OECD ülkelerinden fazladır. 2009 yılında, ilkokul sınıflarında ortalama öğrenci sayısı 28’di. Bu sayı, 2000 yılındaki 36’dan düşük olmakla birlikte, 21 olan OECD ortalamasının hala üzerindeydi. Ortaokul sınıflarındaysa, OECD ortalaması 24’ün altındayken, G. Kore’de 35’ti.
- G. Koreli çocuklar, okulda, bir çok OECD ülkesinin çocuklarından daha az zaman geçirmektedirler. Bununla birlikte, çocukların büyük bölümü, genellikle akşamın geç saatlerine dek süren özel derslere katılmaktadır. Örneğin 2010 yılında, ortaokul öğrencilerinin yüzde 72.2’sinin bu özel derslere katıldıkları tahmin ediliyor. İlkokul düzeyindeyse, bu oranın yüzde 86.8 gibi yüksek bir düzeyde olduğu tahmin edilmekte.
- G. Koreli ailelerin eğitim giderlerine katılma oranı diğer OECD ülkelerinde olduğundan çok daha yüksektir. 2008 yılında, yüzde 7 olan OECD ortalamasına karşılık, G. Kore’de eğitim maliyetinin yüzde 19’unu aileler üstlenmekteydi. Anaokullarındaysa, eğitim giderlerinin yüzde 78’i yine özel kişilerce karşılanmaktaydı – OECD ortalaması yüzde 31 iken.
- G. Kore’de öğretmen ücretleri çok iyi denebilecek düzeydedir. 15 yıl deneyimli bir ortaokul öğretmeni 2009 yılında, GSMH’den kişi başına düşen tutarın yüzde 195’i kadar para kazanmaktaydı (OECD ortalaması: yüzde 124). Ülkede öğretmenler ayrıca, bir çok OECD ülkesine göre, ders vermeye daha az zaman ayırmakta, çeşitli hazırlık çalışmaları ve yönetsel görevlerle daha çok ilgilenmektedirler.
Sonuçlar
- 2009 yılı PISA sınavlarında G. Kore, okuma dalında 539, matematikte de 546 puanla en üst dereceye yerleşmiştir. Fen bilimlerinde, 538 puanla Finlandiya ve Japonya’nın ardından, OECD ülkeleri arasında üçüncü sırayı almış; sayısal (dijital) okuma becerilerindeyse, 569 puanla yine en üst sırada yer almıştır.
- 2000 ile 2009 yılları arasında düşük okuma becerisi puanlarını iyileştiren ülkelerin çoğu, bunu başarısız öğrencilerinin ortalamasını yükselterek yapmış olmasına karşın, G. Kore aynı iyileşmeyi, zaten başarılı olan öğrencilerinin başarısını daha da artırarak sağlamıştır. G. Kore’de, sosyo-ekonomik bakımdan geri ailelerden gelmekle birlikte başarılı olabilen, “esnek”, uyum sağlama yeteneği bulunan öğrenciler, görece yüksek bir orandadır. Ülkede öğrencilerin yüzde 14’ü bu niteliği taşımaktayken, OECD ortalaması yüzde 8’dir.
- 2009 yılında, G. Kore’de yüz yüze görüşülen öğrencilerin yaklaşık yüzde 90’ı okulda bilgisayar kullandıklarını bildirmişlerdir. Çoğu öğrenci evinde de bilgisayar kullandığını belirtmiştir. Öğrencilerin yüzde 20’sinden az bir bölümüyse, okulda dizüstü bilgisayar kullanmaktadır – Bu oran Norveç ve Danimarka’da yüzde 70’in, Avustralya’da ise yüzde 37’nin üzerindedir.
- Bilgisayar kullanımında ortalamanın altında bir özgüven taşıdıkları anlaşılsa da, G. Koreli öğrenciler; ödev yaparken ziyaret edilen sayfa sayısının ölçüt alındığı 2009 yılı PISA testlerinde birinciliğe ulaştılar. Kız öğrencilerin açıkça erkek öğrencilerden başarılı olduğu yazılı testlerle kıyaslandığında, sayısal okuma alanında kızlarla erkekler arasındaki başarı düzeyi birbirine yakın çıkmıştır.
Daha iyi ve başarılı bir eğitim sistemi oluşturma yolunda ICT (Bilgi ve İletişim Teknolojileri)’den yararlanmak
G. Kore son elli yılda, gelişmekte olan bir ülkeden başı çeken bir sanayi ekonomisine dönüşmesini, büyük ölçüde, yükselen eğitim standartlarının getirdiği başarıya borçludur. Rekabetin yoğun olduğu G. Kore toplumunda, aileler eğitime büyük değer vermekte, çocuklar da öğrenme çabasına istekli olarak katılmaktadır. Devlet okullarını tamamlayan dinamik bir özel eğitim sektörü, öğrencilerin bireysel gereksinimlerini hızla yanıtlamaktadır.
Devlet politikaları, eğitimi ortalamanın üzerinde harcamalarla desteklemektedir. İlköğretimin 1950’lerde zorunlu kılınmasının ardından, G. Kore hükümetleri 1960 ve 1970’lerde, eğitim olanaklarının ortaokul ve lise öğrencilerine de yayılmasını sağlayacak adımlar attılar. Amaç, nitelikli kamusal eğitimden daha fazla öğrencinin yararlanmasını güvence altına almaktı. ICT’nin eğitime sağlayacağı olanakları gören G. Koreli yetkililer, 1990’larda, gerekli altyapının oluşturulmasına yönelik bir planı uygulamaya koydular. Buna göre, tüm sınıflarda İnternet erişimi ve her öğretmenle her öğrenciye bir bilgisayar sağlandı. Aynı strateji, eğitim müfredatına açık erişim ve öğretmenlerin sınıfta ICT’den yararlanma yolunda eğitilmesiyle sürdü.
Birbirini izleyen hükümetlerin başlıca amaçlarından biri, eğitim olanaklarına erişimdeki eşitsizliği azaltmaktı. ICT, bu amaca ulaşmada anahtar olarak görüldü. 2005 yılında, ülke genelinde hizmet veren G. Kore Eğitim Yayımcılığı Sistemi’ni kullanarak, hükümet, öğrencilerin evlerinde özel dersleri izlemelerini sağlayan Uzaktan Öğrenme Sistemi’ni devreye soktu. 2011 yılındaysa, 2007’de başlatılan pilot projelere dayanarak; 2015 yılına kadar, ülkedeki tüm okulların müfredatlarını sanal ortama taşıyacak 2.4 milyar dolar maliyetli bir projeyi ilan etti.
Bu iddialı projenin özünü oluşturan, “sayısal ders kitapları” (digital textbooks) ile yürütülecek bir “Akıllı Eğitim” (Smart Education) uygulamasıydı – geleneksel ders kitaplarının sürekli güncellenebilen, etkileşimli (interactive) sürümleri. Sayısal kitaplar; ders kitapları, başvuru kitapları, sözlükler ve çoklu ortam (multimedia) içeriklerinin – video klipleri, canlandırmalar, sanal-gerçek programlar gibi – bir birleşimidir. Bunlar, öğrencilerin beceri ve ilgi düzeylerine göre, istenildiği gibi düzenlenebilecektir. Öğrenciler böylece diledikleri bölümleri vurgulayabilecek, not alabilecek, sayfaları yeniden düzenleyebilecek ve bağlantılar (hyperlinks) oluşturabileceklerdir.
Daha iyi ve başarılı bir eğitim sistemi oluşturma yolunda ICT (Bilgi ve İletişim Teknolojileri)’den yararlanmak
G. Kore’nin güçlü bilgiişlem sektörünün üstünlüğünden yararlanan projeyle, ülkenin tüm okullarında kablosuz bir ağ oluşturulacak, eğitim sistemi böylece kişisel bilgisayarlar, dizüstü bilgisayarlar ve akıllı televizyonlar üzerinden yürütülecektir. Karar vericilerin belirttiğine göre, sistem 21. Yüzyılın eğitim gereksinimlerine göre tasarlanmıştır ve tek-biçimli, standart eğitimden, yaratıcılık-tabanlı öğrenmeye geçişi öngörmektedir.
G. Koreli öğrenciler elektronik aygıtlara yabancı değildir ve toplumsal ve eğlence amaçlı olarak zaten kullanmaktadırlar. Elektronik malzemeleri kullanmadaki bu eğilimlerini, bu alandaki sıralamanın en üstüne yerleştikleri 2009 PISA değerlendirmesinde de göstermişlerdir. Herkese açık öğrenme yöntemlerine erişimi sağlamakla, “Akıllı Eğitim”; özel derslerin maliyetini karşılayabilen ailelerle karşılayamayanları birbirine yaklaştırmaktadır. Konuyla ilgili yapılan deneme sınavları, belli bir refah düzeyinin altındaki ailelerin çocuklarıyla, merkeze uzak alanlarda yaşayan öğrencilerin başarısında ölçülebilir iyileşmeler görüldüğünü ortaya koymaktadır.
Yine de, eğitim alanında hala kimi belirsizlikler bulunmaktadır. Bazı okul yöneticileri, donanım maliyetleri ve öğretmenlerin destekleyici eğitimi konularında kaygılar taşımaktadır. Öğretmenler, sınıfta akıllı telefon ve diğer elektronik aygıtların kullanılmasının, öğrencilerin derse odaklanmasını azaltacağından kuşkulanmaktadır. Anne babalarsa, ekran karşısında uzun saatler geçirmenin çocuklarının sağlığına olası etkileri konusunda kaygılıdırlar.
Ancak yetkililer, deneme aşamasındaki projenin yakından izlenmekte olduğunu, bugüne dek hiçbir olumsuz etkinin görülmediğini belirmektedirler. ICT aygıtlarının hem toplumsal hem de eğlence amaçlı kullanımı, öğrencilerin iletişime girme ve yanıtlama yeterliliklerini geliştirmeye yardımcı olmakta, bu da onların akademik başarılarını artırmaktadır. Olası toplumsal eşitsizlikleri hafifletmek üzere, hükümet hali vakti yerinde olmayan ailelere, donanım edinme yolunda nakdi yardımda bulunma sözü vermiştir.
Derleyen: Mehmet Karakelle
Kaynak : http://pearsonfoundation.org