Home » Eğitim » Eğitim Sistemini Dönüştüren Ülkeler – 5 : Hollanda

Eğitim Sistemini Dönüştüren Ülkeler – 5 : Hollanda

labrotuvar

Hollandalı eğitim yöneticileri, öğretmenlerin mesleki niteliklerini ve öğretme becerilerini artırararak, öğrencilerin yüksek başarı düzeyini güvence altına alma yolunda çaba gösteriyorlar.

Hollanda Eğitiminin Temel Göstergeleri
  Hollanda anayasası, devlet kurumları ile özel olanlar arasında kamu desteği bakımından ayrım yapmaksızın, eğitim alanında seçme özgürlüğünü güvence altına alır. Kayıt yaptıran çocuk sayısının belli bir sınırı aşması ve ilgili projenin yerel gereksinimlere yanıt vermesi koşuluyla, okul kurmaya girişen her birey ve kuruluş devlet yardımından yararlanabilir. Anne babalar ve çocuklar ülke genelinde, özel okul veya devlet okulu seçme özgürlüğünü kullanırlar.

  • Eğitim beş yaşından itibaren zorunludur, ancak dileyen çocuklar okula dört yaşında başlayabilirler. İlköğretim genellikle, çocuğun hangi tür ortaöğretim kurumuna devam edeceğini belirleyen standart bir sınavla, 12 yaşında sona erer.
  • Ortaöğretim üç aşamaya bölünmüştür: Dört yıl süreli meslek-öncesi eğitim; beş yıl süreli genel ortaöğretim ve altı yıl süreli üniversite-öncesi eğitim. Bu sonuncusu, Yunanca ve Latincenin zorunlu dersler olduğu “Gymnasium” ile, her ikisinin de zorunlu olmadığı “Atheneum” arasında seçim yapmayı gerektirir.
  • Çocukların yüzde 70 kadarı, çoğunlukla inanç-temelli, ama aynı zamanda dini bakımdan yansız kuruluşlarca yönetilen okullara devam ederler. Bu okulların kimileri, Steiner ve Montessori okulları gibi, belirli pedagojik anlayışların izleyicileridir.
  • Öğretim yöntemleri üzerinde karar verme, kitap ve malzemelerini seçme, çalışanlarını işe alma ve istihdam etme (ücret ve öğretmen nitelikleri konusundaki kurallara uygun olmak kaydıyla) bakımından, okullar tam anlamıyla serbest bırakılmışlardır. Okullar ayrıca her yıl 120 ders saatinin içeriğini serbestçe belirleyebilmektedir.
  • Belli bir temel yeterlilik düzeyine ulaşıncaya dek, tüm genç insanlar 18 yaşına kadar okula devam etmek zorundadırlar. Okuldan kaçma ve devamsızlıkla mücadele etmenin yanı sıra, çocukların yüzde 90’ından fazlasının en azından 17 yaşına dek eğitim almasını sağlamak amacıyla büyük çaba harcanmaktadır. 18 yaşına kadar belli bir temel yeterlilik düzeyine ulaşamamış olanlar için, iş ve okul yaşamını birleştirecek seçenekler yaratılmıştır.
  • Hollandalı öğretmenler, diğer bir çok OECD ülkesindeki meslektaşlarından daha iyi ücret almaktadır. Bununla birlikte, kazançları, yüksek okullarda tam gün çalışan meslektaşlarının ortalamasından düşüktür. Öğretmenlerin ücret ve çalışma koşulları, ülke düzeyindeki toplu sözleşmeler ve her bir okulda yapılan bireysel pazarlıklar yoluyla belirlenir.
  • Devlet her öğrencinin okul giderlerinin tamamını karşılar. Ekonomik durumu iyi olmayan ailelerin çocukları ayrıca ek yardımlar alırlar. Anne ve babası meslek-öncesi eğitimden ileri gidememiş çocuklar, öğrenci başına düşen devlet yardımının 1.30 katını alırlar. Ancak ilkokulu veya özel eğitimin belli bir türünü tamamlayabilmiş ailelerin çocuklarına yapılan devlet yardımı bakımındansa, oran ortalamanın 2.20 katıdır. Ekonomik açıdan daha az gelişmiş bölgelere fazladan nakdi yardım yapılır.

Sonuçlar

Yüksek nitelikli ve adil bir eğitim sistemi oluşturma yolunda, Hollanda anlamlı çabalar sarf etmiştir. 2009 PISA sınavlarında Hollandalı öğrencilerin başarısı, OECD ortalamasının üzerindeydi. Hollandalı öğrencilerin sosyo-ekonomik kökenlerinin onların başarı düzeyine etkisiyse, OECD ortalamasının altındaydı. Bununla birlikte, göçmen çocukların beceri düzeyi, doğma büyüme Hollandalı yaşıtlarından oldukça gerideydi.

  • 2006 yılında, 15 yaşındaki Hollandalıların ancak yüzde 5’i mühendislik veya bilgiişlem alanında bir kariyer planlamaktaydı – bu oran OECD ülkeleri arasında en düşüğü olup, aynı yılda OECD ortalaması yüzde 11’di.
  • Eğitime yapılan kamu harcamalarının, 2000 yılında yüzde 5 olan oranı, 2009 yılında yüzde 5.9’a yükseldi. (Aynı dönemler için OECD ortalamaları sırasıyla yüzde 5.2 ve 5.8’di.)
  • 2009 yılı PISA sınavlarında Hollandalı öğrenciler; okuma dalında 508, matematikte 526 ve fen bilimlerinde 522 puan aldılar. Hollanda böylece sıralamada ilk 10 OECD ülkesi içinde yer aldı.
  • Öğrencilerin yüzde 27’si, 15 yaşına varıncaya dek en az bir kez sınıfta kaldığını belirtmektedir, ki bu oran yüzde 13 olan OECD ortalamasının üzerindedir.
  • Özel okullara veya devlet okullarına devam eden öğrenciler arasında, sosyo-ekonomik özellikleri bakımından önemli ayrımlar bulunmamaktadır. Ancak, özel okul öğrencilerinin, devlet okullarında okuyanlardan ortalamada daha başarılı olmaları bir eğilim olarak ortaya çıkmaktadır.
  • 2010 yılında, 25 ile 34 yaş arasındaki Hollanda nüfusunun yüzde 83’ü lise mezunuydu (OECD ortalaması: yüzde 82). Aynı yaş kümesindeki nüfusun yüzde 41’iyse yüksek öğrenime devam etmekteydi (OECD ortalaması: yüzde 38).

  Öğrenci başarısını sürdürme ve artırma yolunda, öğretmenlerin yeterliğini yükseltmek   Eğitimin nitelik düzeyi, Hollanda’da en üst sırada yer alan bir toplumsal ilgi konusudur. Eğitim politikaları, toplumun tüm kesimlerinde sürekli bir tartışma gündemi oluşturmaktadır. Hollandalı öğrenciler her ne kadar OECD ülkeleri arasında en başarı olanlar arasında yer alsa da, yakın tarihli değerlendirmeler bir gerilemeye işaret ediyorlar. Bu nedenle, hükümet, öğretim standartlarını ve eğitim personelinin mesleki yeterliğini artırmayı amaçlayan bir kampanya başlatmış bulunuyor. Hollandalılar, öğretmenlerin mesleki örgütlerinin bu süreçte belirleyici rol oynamasını bekliyor. Hollanda’da okullar, kararların yüzde 86’sının kendilerince alındığı kapsamlı bir özerklik düzeyinden yararlanmaktalar – OECD ülkeleri arasında en yüksek oran. Eğitim Bakanlığı ise, öğretmenlerin yeterlik düzeyine ilişkin standartları belirlemek ve ilk ve ortaokul bitirme sınavlarını düzenlemekle sınırlı bir rol oynamakta. Eğitim politikalarını uygulamak ve etkinliğini gözlemlemek, öğretmen örgütleriyle sıkı bir işbirliğini zorunlu kılıyor. Öğretim standartlarını yükseltmeyi amaçlayan kampanyanın bir parçası olarak, öğretmenler meslektaşlarından öğrenme, onları örnek alma yolunda git gide daha fazla yüreklendiriliyorlar. Buna koşut olarak; mesleki yeterliği gözlem altında tutmak amacıyla öğretmen örgütlerince oluşturulmuş bir kurum, öğretmenleri ülke düzeyindeki bir kayıt sistemine dahil etme çalışması yürütüyor. Aday öğretmenler bir Ustalık derecesi kazanmak için çalışmaya teşvik edilirken, okul denetmenlerinin sorumlulukları, öğretmenlerin beceri düzeyini değerlendirmeyi kapsayacak biçimde genişletiliyor. Ayrıca, öğrenme güçlüğü çekenler ve yüksek başarılı olanlar gibi farklı öğrenci kümelerinin belli gereksinimlerini yanıtlamak üzere, müfredatla öğretim yöntemlerinin uyumlandırılması yolunda stratejiler izleniyor.Çeviren: Mehmet KarakelleKaynak: www.pearsonfoundation.org/