Home » Eğitim » Araştırma: Başarsız Çocukların Ebeveynlerinin Dokuz Ortak Özelliği

Araştırma: Başarsız Çocukların Ebeveynlerinin Dokuz Ortak Özelliği

Ebeveynlik dünyanın en zor işlerinden biri.

Sosyoekonomik durum, yaşadığı çevre ve ebeveynlerinin eğitim düzeyi gibi, bir çocuğun başarısını etkileyen çok sayıda etmen bulunur.

Araştırmacılar genellikle aileleri uzun vadede izlemeyi sürdürmedikleri için, hangi ebeveynlik tekniklerinin ideal olduğunu söylemek zor olabilir ama yine de bilim insanları bazı ebeveyn davranışlarının, çocukların ileride karşılaştıkları depresyon ve kaygı gibi sorunlarla ilişkilendirilebileceğini saptadı.

İşte araştırmalara göre ebeveynlerin yaptığı ve çocuklarının başarısız olmasına neden olan dokuz şey:

1. Çocuklarının bağımsız olmasını teşvik etmezler.

1997 yılında Vanderbilt Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, çocuklarını psikolojik olarak kontrol altında tutan ebeveynlerin, kendine güven ve kendine yeterlilik duygusunun çocuklarında düşük olmasına yol açtığını gösterdi. Araştırmaya göre, çocukları, özellikle de ergenleri bağımsız davranmaları için yüreklendirmek, onların sorun çözme ve kişilerarası ilişki kurma becerilerini güçlendirmesi bakımından iyi olabilir. Bunun yanı sıra araştırma, daha fazla bağımsızlığın, ergenlerin akran baskısına karşı koyabilme becerilerinde artışa sebep olduğunu kanıtladı.

bored-boring-1

2. Çocuklarına bağırırlar, hem de çok.

2013 yılında Pittsburgh Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, bağırma, küfür ya da hakaret etme gibi sert sözel disiplin yöntemlerinin uzun vadede çocukların duygusal ve ruhsal sağlıklarına zarar verebileceğini gösterdi. İki yıllık çalışma ayrıca sert sözel disiplinin, fiziksel disipline odaklanmış çalışmaların sonuçlarıyla karşılaştırılabilir olumsuz etkileri -davranış problemleri ya da depresif belirtiler- olabileceğini de gösterdi. Araştırmanın yöneticisi, “Bu ebeveynler için çok zor bir karar: Çocukların davranış problemleri ebeveynleri sert sözel disipline başvurmaya itiyor ama bu disiplin yöntemi aynı zamanda ergenleri aynı davranış problemlerine yönlendiriyor” diyor.

3. Helikopter ebeveyndirler.

İlgili bir ebeveyn olmak iyi bir şeydir ama “helikopter ebeveyn” ya da aşırı kontrolcü bir ebeyeyn olmak çocuklarda ileri düzeyde kaygı ve depresyona neden olabilir. Yaklaşık üç yüz üniversite öğrencisi üzerinde yapılan araştırmayı yürüten araştırmacılardan birisi, “Aşırı kontrolcü ebeveynleri olduğunu söyleyen öğrenciler aynı zamanda belirgin bir şekilde daha yüksek depresyon oranına sahipti ve yaşamlarından daha az memnundu” diyor. Aşırı kontrolcü ebeveynler ile üniversite çağındaki yetişkinlerdeki depresyon oranı ilişkisi üzerine yapılan daha pek çok araştırma bulunuyor. 2011 yılında Tennessee Üniversitesi’nde yürütülen bir araştırmada, “helikopter ebeveynlere” sahip çocukların yeni fikirlere daha az açık olduğu, daha çok içe kapanık olduğu ve daha fazla ağrı kesici ilaç kullandığı saptandı.

4. Çocuklarının istedikleri saatte yatmasına izin verirler.

İngiltere’de yapılan bir araştırma, düzensiz uyku saatleri ile hiperaktivite, davranış problemleri, akran sorunları ve duygusal zorluklar gibi kötüleşen davranış puanları arasında bir ilişki olduğunu ortaya koydu. Düzensiz uyku saatleri aynı zamanda beyin gelişimini de etkileyebiliyor. Araştırmacılardan Yvonne Kelly şöyle diyor: “Erken çocukluk gelişiminin, kişinin yaşam boyu fiziksel, duygusal ve ruhsal sağlığı üzerinde önemli etkileri olduğunu biliyoruz. Bu yüzden özellikle gelişimin önemli noktalarında yaşanan uyku düzensizlikleri, sağlık üzerinde yaşam boyu sürecek önemli etkilere sebep olabilir.”

5. Çocuklarının çok küçükken televizyon izlemelerine izin verirler.

2007 yılında yapılan bir araştırma, üç yaşından önce çok fazla televizyon izlemenin, çocukların sözcük dağarcığını, çevrelerine katılımını etkilediğini ve onların anasınıfında akranlarına göre zorbalığa daha yatkın olmalarına neden olduğunu ortaya koyuyor. Çok fazla televizyon izlenmesi ayrıca okuma ve matematikte geri kalma ya da dikkat problemleriyle de ilişkilendiriliyor. Bazı araştırmalar, “Susam Sokağı” ve “Barney” gibi programların faydalı olduğunu ama bunun da sadece iki buçuk ile beş yaş arasındaki çocuklar için geçerli olduğunu gösteriyor.

6. Otoriterdirler.

Gelişim psikoloğu Diana Baumride 1960′larda, temel olarak üç tür ebeveynlik tarzı olduğunu belirledi: Müsamahakar, otoriter ve yetki sahibi. Çocuğu akılcı bir şekilde yönlendiren, “yetki sahibi” ebeveynlik en idealidir. En kötüsü mü? Sürekli talepte bulunan ve açık iletişime kapalı olan otoriter ebeveynler. Bunu gerçek dünyadan örneklerle açıklayacak olursak; otoriter ebeveynler, “Sınavdan A alman gerekiyor, çünkü ben öyle diyorum” diyebilir. Bu, çocuğun anlayabileceği herhangi bir gerekçe içermeyen, standart bir kuraldır. Öte yandan yetki sahibi ebeveynler, çocuklarına iyi not almalarının daha iyi öğrenmelerine ve yaşamda başarılı olmalarına yarayacağını açıklarlar. 2005 yılında yapılan bir araştırma, otoriter ebeveynliğin, çocukların okulda çekingen performans sergilemelerine neden olabileceğini gösteriyor.

7. Çocuklarının yanında sık sık cep telefonlarını kullanırlar.

Bu yıl yayınlanan bir araştırma, ebeveynlerin dikkatlerinin başka yerde olmasının çocukların gelişimini olumsuz yönde etkileyebileceğini ortaya koydu. Araştırma sıçanlar üzerinde yapıldığı için bunun insanlara da uyarlanıp uyarlanamayacağını bilmiyoruz. En azından, bizim dikkatimizin teknolojiyle dağılmasının iyi olmayabildiği söylenebilir. 2015 yılında Pennsylvania Devlet Üniversitesi, akıllı telefon kullanımının çocukların gelişimi ve refahına yönelik gerçek bir tehlike olduğunu belirtti.

8. Çocuklarına karşı soğuk ya da mesafelidirler.

Çocuğumuzla sağlıklı ve olumlu bir bağ kurmamız kadar değerli bir şey olmadığını hepimiz biliriz. Yapılan pek çok araştırma, düşük seviyede ebeveyn sevgisinin çocuklarda ve ergenlerde güvensizlik ve duygusal zorluklar gibi davranış problemlerine katkıda bulunabildiğini gösteriyor. 1986′da yapılan bir araştırmaya göre, ebeveynlerinden takdir görmeyen çocuklar ayrıca sosyal olarak içe kapanma ve kaygı problemleri yaşayabiliyorlar.

9. “Şaplak” atarak cezalandırırlar.

Şaplak atmanın çocuklar üzerindeki etkisi üzerine 80′lerden bu yana araştırmalar yapılıyor ve bu cezalandırma yöntemi her defasında çocuklardaki hiperaktivite, agresyon ve ters davranışlarla bağlantılandırılıyor. 2000 yılında yapılan bir çalışmada araştırmacılar, davranış problemleri olan birinci sınıf öğrencileri arasında, ebeveynlerinin şaplak attığı çocukların diğerlerine göre çevrelerine daha fazla zarar verdiğini ortaya koydu. 2016 yılında Texas Üniversitesi’nin, 160,000 çocuk üzerinde yapılan elli yıllık bir araştırmayı analiz etmesi, şaplak atmanın zihin sağlığı problemleri ve bilişsel zorluklarla ilintili olduğunu ortaya koydu.