Home » Eğitim » Risk Çocukluğun Bir Parçasıdır

Risk Çocukluğun Bir Parçasıdır

5616-696x417
Her gün açık havada zaman geçirmek gerekiyor. Ama sadece oyun alanlarının temiz ve kontrollü ortamına teslim olmayın.

Geçtiğimiz günlerde İngiltere’de partiler üstü meclis grubu tarafından fit ve sağlıklı çocukluk ile ilgili bir rapor yayınlandı. Bu raporu takip eden bilinçli ebeveynler, çocuklarının hayatına hangi miktarda risk katmaları gerektiğini merak ediyorlar. Çünkü raporda şöyle deniyor: “Boğuşmaca, yükseklik, hız, su ve kayalıklar gibi tehlike potansiyeli taşıyan doğa şartlarının yanında oynamak ve kaybolma ihtimali içinde tek başına keşfe çıkmak gibi riskli oyunlar çocuklara heyecan ve coşku duygusu yaşatır.”

Risk, dengeli bir çocukluğun temel bir bileşenidir. Sağlıklı riske maruz kalmak, özellikle de fiziksel anlamda, çocukların korkuyu deneyimlemelerini ve kendi bedenlerinin gücünü ve sınırlarını öğrenmelerini sağlar. Ancak küçük çocuğunuzla birlikte deniz kıyısındaki yüksek kayalıklara doğru yola çıkmadan ya da altı yaşındaki iPad sever çocuğunuzu elinde sadece bir pusula ile ormanın derinliklerine göndermeden önce bu konuda biraz daha dikkatli düşünmelisiniz.

Tabletin başından alınıp okula, oradan bir kursa ya da kulübe ve en son evdeki koltuğa bırakılan bu yeni nesil çocuklara, hemen “Doğada Tek Başına” belgeselindekileri yaptırmadan önce yapmamız gereken çok daha fazla şey var. Ebeveynler olarak çoğumuz tehlikenin en ufak bir zerresinin bile çocuklarımızın hayatına girmesine alışık değiliz. Elbette, iyi bir ebeveynin işi onları güvende tutmak diye düşünüyorsunuz muhtemelen. Bu yüzden çocukların dolaşım mesafesi (çocukların evden ne kadar uzakta oyun oynadığı) son 30 yılda yüzde 90 oranında azaldı.

Bizler baskıcı helikopter ebeveynler nesliyiz. Aktivitelerden oluşan yoğun bir programı yönetiyoruz ve çocuklarımız parmaklıklara tırmanırken düşme ihtimalleri dolayısıyla aşağıda onları bekliyoruz. Bilgisayar oyunlarındaki risk temalı simülasyonların bu kadar ilgi çekici olması ve bağımlılık yaratması hiç de şaşırtıcı değil aslında. Bu sahte dünyayla karşılaştırıldığında, gerçek dünya oldukça “evcil” görünüyor. Oysa insanlar bir dereceye kadar korkuyu deneyimlemek üzere tasalanmışlardır. Yaşamlarındaki korkuyu çıkarırsanız, onu başka yerlerde ararlar. Örneğin internette ya da kendine yönelik yıkıcı davranışlarda.

Peki, bu tehlikenin ve heyecanın bir kısmını üstüne titrediğimiz çocuklarımızın hayatına nasıl tekrar geri getirebiliriz? Doğru cevap, adım adım ve yaşa uygun bir yolla. Öncelikle açık hava bu işin anahtarı. Her gün açık havada zaman geçirmek gerekiyor. Ama sadece oyun alanlarının temiz ve kontrollü ortamına teslim olmayın. Küçük çocuğunuzu çitlerin altını kurcalaması için teşvik edin. İlkokul çağındaki çocuğunuzun gözünüzün önünden ayrılmasına izin verin. Yetişkin denetimi olamadan geçirilen zaman, sadece bahçede bile olsa, vücutlarında daha fazla sıyrığa, yaraya ya da çocuklar arasında daha fazla kavgaya sebep olabilir. Ama bu neredeyse hepimizin çocukken yaşadığı şeyler değil mi? Üstelik bu, çocuklara kendileri için riskle ilgili kararları nasıl alacaklarını da öğretir.

Ateş yakmayı öğrenmek çoğu çocuk için önemli bir dönüm noktasıdır. Çocuklar üç yaşından itibaren küçük bir ateşi beslemeye ve yönetmeye müdahil olabilirler. Elbette onları doğru yönlendirmelisiniz. Yanıcı giysiler giymediklerinden emin olduktan ve onlara nasıl güvenli hareket edebileceklerini gösterdikten sonra alevlere gösterdikleri saygıya hayranlık duyacaksınız.

Su da sağlıklı risk için çok temel bir doğa elementidir. Üstlerinde bütün kıyafetleriyle su akıntılarına tırmanmalarına ve oradan denize düşmelerine izin verin. Bırakın çamurların içinde gönüllerince kaysınlar ya da bir nehirde yüzerek biraz “vahşileşsinler.” Yetişkin olarak sizin işiniz iyi yüzülen nehirler araştırmak ya da gerekli yerlerde gelgitleri ya da akıntıları kontrol etmektir. Ardından yapmanız gereken tek şey, kendi kararlarını kendilerinin almalarına izin vermek adına geri çekilmenizdir. Bu kararlar kaçınılmaz bir şekilde çocuktan çocuğa farklılık gösterecektir.

Riskli sporlar da çocuğunuzun korkuyu hissetmesine izin vermenin makul derecede kontrollü bir yoludur. At binmek ya da kayak yapmak biraz pahalı olabilir belki ama kaykaya, ağaca tırmanmaya ya da kaya tırmanışına ne dersiniz? Bazı aşamalarda çocuğunuz düşebilir. Muhtemelen kendini kontrolünü kaybetmiş gibi hissedecektir. Ama aynı zamanda müthiş derecede canlı!

Bu sadece ebeveynlerin sorumluluğu değil. Rapora göre toplumun çocuklara karşı sürekli sergilediği riskten kaçınan tutum; en büyük hedefin potansiyel teşkil eden her tür tehlikenin ya da gelecekte bir davaya sebep olacak her tür sebebin tamamen ortadan kaldırılması olan okul temelli aktivitelerden oyun alanlarının tasarımına kadar her şeyi etkiliyor. Risk algısı, geliştirilmesi ve esnetilmesi gereken bir kas gibidir. Ebeveynler ve yetkililer, sıyrıkların ve yaraların, düşmelerin ve paniğin normal olduğu gerçek çocukluğu çocuklarımıza vermek için birlikte çalışmalılar. İşte o zaman, çocuğunuzun risk radarının iyi çalıştığına güvendikten sonra hepiniz bir kayalığın hemen yanı başında zevkle oyun oynayabilirsiniz.

Kaynak: http://merakedencocuk.com/2015/10/risk-cocuklugun-bir-parcasidir/