Home » Eğitim » Öğrenmeyi Sevmeyen Çocuklar Mı Yetiştiriyoruz?

Öğrenmeyi Sevmeyen Çocuklar Mı Yetiştiriyoruz?

Veli toplantısında karşımda oturan anneyi yıllardır tanıyorum. Birlikte çok şey yaşadık ve paylaştık. Üç çocuğuna da öğretmenlik yaptım. Birlikte geçirdiğimiz bunca zaman içinde arkadaş bile olduğumuzu söyleyebilirim. Kendisi, çocuklarını bütün kalbiyle sevdiği çok net olan sağduyulu bir anne. Güçlü ve zayıf yanlarıyla ilgili ona karşı hep dürüst oldum ve gerçeği söylemem konusunda onun da bana güvendiğini düşünüyorum. Ancak kendisini bir süredir rahatsız eden bir sorundan bahsettiğinde, yapabileceğim tek şey başımı sallayarak zaman kazanmaya çalışmak oldu.

“Marianna’nın notları gayet iyi; bundan endişe etmiyorum, ama sanki artık öğrenmeyi sevmiyor gibi görünüyor.”

Kesinlikle haklıydı. Son iki ya da üç yıldır kızının ortaokul İngilizce ve Latince öğretmeni olarak aynı şeyi ben de fark etmiştim. Sorunun ne olduğuna dair bir cevabım var. Üstelik bu, her seferinde dilimin ucuna kadar geliyor. Ama Marianna’ya yardım etme sorumluluğum ile söylemem gereken gerçeği annesinin duymaya hazır olduğundan bir türlü emin olamamam arasında kalmış durumdaydım.

okullardaki-performans-odevleriyle-ilgili-calisma-4016132

Gerçek – hem onun ebeveyni hem de pek çok ebeveyn için – tam olarak şu: Çocuğu, doğal merakını ve öğrenme sevgisini başarı uğruna kurban verdi; ve bu bizim suçumuz. Hepimizin. Marianna’nın ebeveynleri, öğretmenleri ve toplumun geneli… Hepimiz öğrenmeye karşı işlenen bu suça iştirak ettik. Okuldaki ilk gününden itibaren ona hep parmağımızla başarıyı işaret ettik. Gelişimini, puanlar, notlar ve ödüller aracılığıyla ölçecek şekilde eğittik onu. Potansiyelinin, zekasına sıkı sıkıya bağlı olduğunu ve zekasının karakterinden daha önemli olduğunu öğrettik. En yüksek notları, şampiyonluk kupalarını ve üniversiteye girmeyi gururla taşıyarak eve gelmeyi öğrettik. Ve farkında olmadan bunları nasıl elde ettiğini hiç umursamadığımızı da öğrettik ona. Hem akademik hem de okul dışı faaliyetlerdeki mükemmel durumunu her ne pahasına olursa olsun korumasını öğrettik. Ve bu mükemmel tablo bozulmasın diye işler zorlaştığında riske girmek yerine vazgeçmenin daha iyi olduğunu öğrettik ona. Her şeyden önce hatadan korkmayı öğrettik. İşte bu korku, onun öğrenme aşkını öldürdü.

Yüzü endişe dolu şu anneye bakın. Elindeki istekli kalemi, ağzımdan çıkacak bütün “bilge” sözleri yazmaya hazır. Bense ona durumu anlatmak için en nazik ve yumuşak kelimeleri bulmakta zorlanıyorum. Notlar ve puanlar hakkında her gün “söylenmenin”, Marianna’nın, annesinin onun adına problem çözme ve müdahale etme eğilimine olan bağımlılığını sürdürmesine sebep olduğu söylemekte zorlanıyorum. Ve aslında Marianna’ya, dışsal ödüllerin kendi öğrenimine gösterdiği çabadan çok daha önemli olduğunu öğrettiğini söylemekte zorlanıyorum. Marianna ebeveynlerini memnun etme konusunda o kadar endişeli ki öğrenmek için hissettiği sevgi, onların onayını alma arzusu yüzünden yok olup gitmiş durumda.

Bu annenin aşırı ilgisi elbette sevgiden kaynaklanıyor. Bu gerçekten çok açık. Çocuklarının önüne dünyaları sermek istiyor. Ancak çocuklarının hayatta mutlu ve gururlu olmalarını sağlayacağını düşündüğü türde bir başarıyı desteklerken yaptığı şeyler, onların gelecekteki başarılarını baltalıyor olabilir.

Marianna çok zeki ve başarılı bir kız. Ve annesi ona her gün bunu hatırlatıyor. Ancak Marianna, zor bir matematik probleminin başından kalkmayarak ortaya koyduğu çalışkanlık ve çabadan dolayı ya da karmaşık bir bilimsel araştırmadan dolayı hiç övgü almıyor. Eğer sayfanın en altındaki cevap yanlışsa ya da yaptığı araştırmada bir çıkmaza girmişse, başarısız demektir. Bu mücadele ve bocalama içinde ne öğrenmiş olursa olsun… Oysa inandığının aksine bu zor zamanlarda aslında öğreniyor. Problem çözme konusunda yaratıcı olmayı öğreniyor. Gerçek anlamıyla çalışkan olmayı öğreniyor. Özdenetimi ve azmi öğreniyor. Ancak hata yapmaktan ölesiye korktuğu için zekasıyla ilgili çok daha az risk almaya başladı. Taslak yazılar yazma konusunda sorunlar yaşıyor. Varsayımda bulunmak ya da sınıfta sesli düşünmek istemiyor. Eğer zorlayıcı ya da yeni bir şeyler denerse ve hata yaparsa, bu hatanın, herkesin ona söyleyip durduğu kadar zeki olmadığının göstergesi olacağını biliyor. Güvende olmak daha iyidir. İstediğimiz bu mu gerçekten? En yüksek notları alan ama öğrenmekten nefret eden çocuklar mı? Akademik olarak başarılı olan ama bilinmeyene kendini atmaktan aşırı korkan çocuklar mı?

Marianna’nın annesi hem okulda hem de iş hayatında aşırı başarılı bir kadın. Ve kendi hayatındaki bu çok çalışmanın değerini biliyor. Kendi annesi hata yapmasına ve oyun oynamasına ve öğrenmek için öğrenmesine izin verdi. Ama şimdi kendi çocuklarına annelik yaparken, mücadele etmenin ve bocalamanın değerini tamamen göz ardı etmiş durumda. Marianna’nın gelecekteki başarıları hakkında o kadar endişeleniyor ki, kızının yoluna çıkan engellerle uğraşmasına izin bile vermiyor. Marianna’ya her şeyi vermek istiyor ama kendi en iyi çocukluk deneyimlerinin, zorluklara meydan okuma heyecanından, denerken kendini kaybettiği ve hata yapsa bile bir şeyi tek başına başarmak için tekrar tekrar denediği anlardan, yani kısacası yeni bir şeyi öğrenmenin doğasında yatan macera ve keyiften geldiğini unutuyor.

Bu anneyi çok iyi tanıyorum, çünkü tıpkı bana benziyor. Ve ona gerçeği söylemek çok zor. Çünkü hemen savunmaya geçeceğinden ve öfkeleneceğinden korkuyorum. Çünkü bunları ona söylemem demek, kendi ebeveynliğimde yaptığım aynı hatalarla benim de yüzleşmem demek.

Belki de bir ebeveyn olarak benim nerelerde yoldan çıktığımla ilgili gerçekleri fark etmem ve bunları onunla paylaşmamın zamanı geldi. Belki de birlikte çocuklarımızın zihinsel cesaretlerini, öğrenmeye duydukları heyecanı ve bağımsız ve yetenekli yetişkinlere dönüşmek için ihtiyaç duydukları dayanıklılığı ve esnekliği tekrar keşfetmelerine yardımcı olabiliriz. Eğer şansımız varsa, çocukluklarına dönüp baktıklarında bize teşekkür bile edeceklerdir. Sadece onlara olan sarsılmaz sevgimizden için değil, onların uzun vadeli gelişimsel ve duygusal ihtiyaçlarını kendi kısa vadeli mutluluklarımızın önüne koymayı seçtiğimiz için. Ve yarın zorlukla nasıl yüzleşeceklerini öğrenmeleri adına bugün hayatlarının biraz daha zor olmasına izin verdiğimiz için.

Şimdi derin bir nefes alıyorum ve ona gerçeği söylemeye gidiyorum.

Kaynak: http://www.theatlantic.com/education/archive/2015/08/when-success-leads-to-failure/400925/?utm_source=SFFB