Size yaratıcılıkla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. Aslında bu konu hakkında şimdiye dek çok şey söyledim, çok şey yazdım. Yaratıcılık: Aklın Sınırlarını Aşmak isimli kitabımda, yaratıcılığın doğasını ve bunun sanat, bilim ve insan başarısının diğer alanları ile ne kadar ilgili olduğuna dair bazı detayları ele aldım. 1997 yılında İngiliz hükümeti benden, 5′ten 18 yaşa kadar süren okul sistemi boyunca yaratıcılığın nasıl geliştirilebileceğine dair tavsiyeler vermek üzere ulusal bir komisyon toplamamı istedi. Bu grup, eğitimde yaratıcılığın doğasını ve kritik önemini anlatmak üzere bilim insanlarını, sanatçıları, eğitimcileri ve iş dünyasının liderlerini ortak bir misyon etrafında bir araya getirdi. Yayınladığımız rapor, bunu uygulamada nasıl başarabileceğimize dair detaylı önerilerimizi içeriyordu. Önerilerimiz, okullardan hükümete, eğitimin her kademesinde çalışan insanlara hitap ediyordu.
Yaratıcılığın tarif edilemeyeceğinden bahsediliyor bazen. Bence tarif edilebilir. İşte benim, bu rapor için yaptığımız çalışmaya dayanarak yaptığım tarif: Yaratıcılık, değeri olan özgün fikirler üretme sürecidir.
Yaratıcılık deyince akıldan çıkarılmaması gereken iki kavram daha var: Hayal gücü ve inovasyon. Hayal gücü yaratıcılığın kökenidir. Yaratıcılık hayal gücünüzü çalıştırmak demektir. Hayal gücünün uygulanmış halidir. İnovasyon yeni fikirleri hayata geçirmektir. Yaratıcılıkla ilgili pek çok mit vardır. Bunlardan bir tanesi sadece özel insanların yaratıcı olduğu, bir diğeri ise yaratıcılığın sadece sanatla ilgili olduğudur. Üçüncüsü yaratıcılığın öğretilemeyeceği, dördüncüsü ise yaratıcılığın sadece bastırılmamış bir şekilde “kendini ifade etme” ile ilgili olduğudur.
Bunların hiçbiri doğru değil. Yaratıcılık, hepimizin insan olmanın meziyeti olarak sahip olduğu pek çok güçten geliyor. Yaratıcılık insan hayatının tüm alanlarında mümkün: Bilimde, sanatta, matematikte, teknolojide, gastronomide, öğretmenlikte, politikada, iş hayatında, aklınıza gelen daha sayısız alanda. Ve insanın çoğu kapasitesi gibi yaratıcı güçlerimiz de geliştirilebilir. Bunu yapmak, beceri, bilgi ve fikirsel anlamda uzmanlık kazanmayı içerir.
Yaratıcılık, yeni düşüncedir. Tüm insanlık için değil belki ama o kişi için mutlaka yepyeni bir fikir olmak zorundadır. Yaratıcılık aynı zamanda üzerinde çalıştığınız şeyin – bir teori, bir tasarım ya da bir şiir – iyi olup olmadığına dair eleştirel yargıda bulunmayı da gerektirir. Yaratıcı çalışma genellikle tipik evrelerden geçer. Bazen sonuçta ulaştığınız şey, ilk başladığınızda aklınızda olan şey değildir. Yaratıcılık çoğunlukla, yeni bağlantılar kurmayı, disiplinleri birbiriyle kesiştirmeyi ve metafor kullanmayı içeren dinamik bir süreçtir. Yaratıcı olmak sadece kalıpları yıkacak derecede alışılmadık fikirlere sahip olmak ve hayal gücünün özgürce akmasına izin vermek demek değildir. Tüm bunları içerebilir, ama aynı zamanda yaptığın şeyi geliştirmeyi, test etmeyi ve ona odaklanmayı da içerir.
Bireye ait olan bölümü özgün düşüncedir, ancak aynı zamanda “yarı mamulün” doğru şekillenip şekillenmediğine ve uğraşmaya değip değmeyeceğine – en azından onu üreten insan için – yönelik eleştirel yargıyı da gerektirir.
Yaratıcılık disiplin ve kontrolün tersi değildir. Aksine her alandaki yaratıcılık, derin bilgiyi ve yüksek düzeylerde pratik beceriyi gerektirebilir. Yaratıcılığı geliştirmek, her öğretmen için en ilginç mücadelelerden biridir. Yaratıcı çalışmanın gerçek dinamiklerini anlamayı gerektirir.
Yaratıcılık, başlamadan önce gerekli olan tüm becerileri öğrenmek zorunda olduğunuz doğrusal (linear) bir süreç değildir. Herhangi bir alandaki yaratıcı çalışmanın beceri ve bilgi uzmanlığı gerektirdiği doğrudur. Ancak bunların yaratıcı çalışma başlamadan önce edinilmesi gerektiği doğru değildir. Sadece ve diğer her şeyden soyutlanmış bir şekilde becerilere odaklanmak, tüm disiplinlerde ilgiyi öldürebilir.
Sayıların güzelliği ile ilgili insanlara ilham vermek konusunda hiçbir işe yaramayan bitmek bilmez ezber çalışmaları, pek çok insanı hayat boyu matematikten soğutmuştur. Ve yine pek çok insan sadece müzik sınavlarını geçmek için isteksizce nota ölçülerine çalışarak yıllarını geçirmiş, sınavı geçer geçmez de enstrümanını bir kenara atmıştır. Yaratıcılığın gerçek itici gücü, keşfetme açlığı ve o çalışmanın kendisine duyulan tutkudur. Öğrenciler öğrenmek için motive olduklarında, çalışmayı bitirmek için ihtiyaç duydukları becerileri doğal olarak kazanırlar. Yaratıcı tutkuları arttıkça, uzmanlıkları da artar. Futboldan kimyaya kadar bütün disiplinlerdeki iyi eğitimde, bu sürecin izlerini bulabilirsiniz.