İnançlar
Hinduizm’in kabul ettiği inançlar genel olarak şunlardır:
Vedalar (Samhitalar, Brahmanalar, Aranyakalar ve Upanişadlar) Tanrı sözüdür, ileri seviye ruhsal varlıklar olan Rişi’lere vahiy yoluyla gelmiştir.
Aşkın ve içkin olan her yerde var olan, hem yaratıcı hem de yaratılışın kendisi olan ve pek çok şekilde tezahür edebilen, farklı şekillerde adlandırılan, her şeyi, bütün canlıları ve evreni kapsayan, bütün canlıların kalbinde “üst ruh” olarak var olan tek Tanrı.
Evrenin sürekli bir, oluşum, muhafaza ve yok ediliş devrelerinden geçtiği, sonsuz olduğu.
Bütün canlıların yaptıkları, düşündükleri ve hissettikleriyle kendi kaderlerini yaratmaları, Karma/etki tepki yasası.
Bütün canlıların, ruhsal evrimlerini tamamlayıp Mokşa’ya ulaşıncaya kadar yeniden bedenlendikleri/ reenkarnasyon inancı.
Bütün hayatın ve canlıların kutsal olduğu; saygıyı, sevgiyi hak ettikleri, zararsızlık(ahimsa) ilkesi.
Sadece, tek bir dinin geçerli olmadığı, bütün dinlerin Tanrı’ya ulaşmada çeşitli yollar olarak kabul edilmeleri gerektiği.
Karma Çeşitleri
Hinduizm’e göre insanın yaşamlarında başlarına gelen kötülükler ve felaketlerin Tanrı ile ilgisi yoktur, Tanrı asla hiçbir şekilde kötülüğe ve felakete neden olmaz. Tanrı, fizik yasalarını ve doğa kanunlarını yaratması gibi, karma yasasını da var etmiştir, böylece kişi, kaderini kendisi yazmaktadır ancak “Sevgi” olan Tanrı, eğer derin bir şekilde istenirse insanların karmalarına iyi etkiye neden olacak bir biçimde müdahele edebilir. Hinduizm’de Karma, 3 çeşittir:
Sanchita Karma
Prarabdha Karma
Kriyamana Karma
Prarabdha Karma, karmanın değiştirilemez kısmıdır, dolayısıyla bir “sonuç”tur ve yaşanmak, katlanılmak zorundadır, ok atan bir kişinin attığı oka benzer, ok yaydan çıkmıştır ve okçunun, artık elden çıkan ve “kaderini yaşayacak” olan ok üzerinde yapabileceği bir şey yoktur tek yapacağı “kriyamana Karma” yı yani mevcut durumunu karmasını en iyi şekilde yaratıp yeni okunu en iyi şekilde kullanmaktır.
Kişi bütün karmaları temizleninceye ve ruh evrimini tamamlayıncaya kadar doğum ölüm döngüsünde(samsara) kalır, artık öğrenilecek, geliştirilecek bir şey kalmayınca Mokşa adı verilen kurtuluşa ulaşılır ve artık yeniden doğum, samsara son bulur.
Hinduizm’in yayılması
Hinduizm, günümüzde Hindistan, Nepal, Bangladeş, Sri Lanka, Bali ve hatta Mauritus, Güney Afrika, Fiji, Singapur, Malezya, Surinam, Trinidad ve Tobago’da ve ayrıca, özellikle İngiltere olmak üzere Avrupa’da yayılmaktadır. Bu yayılma, 19. ve 20. yüzyıllarda Hint tüccar ve işçilerin büyük bölümünün göç etmesiyle gerçekleşti. Sonraki yayılma ise, son on yıllık sürede Hint yabancı işçilerin Basra Körfezi’ne göç etmesiyle gerçekleşti.
Vedik dönemi
Max Müller tarafından ortaya atılan bir teoriye göre, MÖ 2000 yılında, İndus Vadisi Uygarlığının sona ermesinden sonra Kuzey Hindistan’dan gelen Aryan Kabilesi o dönemden sonraki kültürleri önemli ölçüde etkiledi. Bazı Hint tarihçilerine göre Aryan’lar yerleşik kabile olsalardı günümüze kadar egemenliklerini sürdürürlerdi.
Bulunan en eski Hint yazıları Rigveda, Sama, Yajurveda ve bazı astronomik metinleri de içeren Atharvaveda’dır. Bu en eski Hint yazılarının hangi tarihte yazıldığına ilişkin kesin bilgiler yoktur. Bu yazılar, hayvan ve bitkilerin kurban edildiği eski dini yaşam biçimi, abdest şekilleri, ilahiler ve tanrılar hakkında belirli bilgiler verir. O zamanlarda henüz ana tanrılardan sayılmayan Vişnu, Brahma ve Saraswati Tanrılarına günümüz Hinduizm’inde tapılmaktadır.
Rigveda; Tanrıları övmek ve onlara seslenmek için söylenen ilahilerden oluşur. Rigveda Vedalar arasında en eski ve en önemli olanıdır. Diğer 3 Veda’da, Rigveda’nın içeriğinden birçok alıntı vardır.
Sama; kurban ayini sırasında çalınan şarkılardan oluşur.
Yajurveda; bu kurban ayinleri sırasında okunan şiirlerden oluşur.
Atharveda; kurban töreni sırasında, yapılan hataların affedilmesi amacıyla edilen dualar gibi, düşmanları yok etmek, hastalıklardan uzak kalmak için söylenen ağıt ve yakarışlardan oluşur.
Eski Vedik dininde tapınak ya da tanrının resmedilmesi geleneği yoktu. Tanrılara, kurbanların yakılmasıyla tapılırdı. Kutsal soma suyu, Ghi (tereyağı), süt, ekmek ve bazen de hayvan eti kurban edilirdi. Hinduizm; eski Hint dinlerinin ve muhtemelen kuzeyden göç eden Aryan’ların dininin farklı sistemlerinin bir araya gelmesidir. Tarihi karanlıkta kalmış, Hindistan’a ilk yerleşen insanların büyük bir kısmı, zaman içinde güneye doğru yerleşmiştir. Lingam kültü, kutsal hayvanlar ve tanrıçalara tapma gibi unsurlar bu kültüre aittir.
Tarihi kesin olmamakla birlikte MÖ yaklaşık 1200 yıllarında Rigveda‘da Aryan’ların aksine Tanrıların kendilerine özgü doğa güçlerinin olduğu belirtilmiş ve yazılarda altın, savaş ve tanrının özüne dair konulardan bahsedilmiştir. „Hakikat olana, bilgeler birçok isim takar, ona Agni, Yama Matarishvan derler” (Rigveda 1.164.46)
Upanişad dönemi
MÖ 800’lü yıllarda Brahman kast sistemi, Hinduizm’in bir sonraki gelişim aşamasını önemli ölçüde etkilemiştir. MÖ 700–500 arasında olduğu düşünülen bu yeni düzen Upanişad dönemiyle başlamıştır. Kast sistemi, Brahman’lar ve Aranyakas’larda da söz konusu olmuş ve Upanişad felsefesiyle tamamen hayata geçmiştir. Bu 3 sınıf da (Brahman-Aranyakas ve Upanişad) Hint geleneklerini devam ettirmişlerdir; fakat buna rağmen bu sınıflar arasında geçişken sınırlar vardır.
Brahman’lar; karmaşık kurban teolojisi geliştirirken, Aranyakas’lar; yerleşim yerlerinin uzağındaki gizli öğretileri inceleyen Orman Kitabı’nı ele almışlardır. Upanişadlar ise mistik (gizemli) olayları incelemiştir. Reenkarnasyon, Yoga ve Karma konularıyla ilgili yüzyıldan uzun süren 250 yazıyı bir araya getirip özellikle 13 Vedikli Upanişadlar sonraki Hinduizm’in temelini oluşturmuşlardır.
Klasik dönem
Upanişad döneminin sona ermesi bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Hindoloji’de Brahmanizm, sonraki zamanlarda Hinduizm olarak adlandırılmıştır. Muhtemelen M.Ö. 500 yılından itibaren Hinduizm geleneği bugünkü asıl şeklini almıştır. Hinduizm geleneğinin dili, Hint-Avrupa dil ailesinden Sanskritçedir. Ana Tanrıları Brahma, Vişnu ve Şiva’dır. Onların adına tapınaklar, heykeller yapmış, törenler, ayinler düzenlemişlerdir.
MÖ 200- M.S 400 yıllarındaki destanlarda, Hindu inancına göre Vişnu tanrısının, Krişna ve Rama olarak insan bedenine girdiği yazılmaktadır. Marayana ve Mahabharata o döneme ait, hala yaygın olarak okunan şiirlerdir. Mahabharata’nın en önemli kısmı didaktik şiir olan Bhagavadgita’dır. Bu dönemde ayrıca çeşitli dinlerin şekilleri oluşmuş, Şaktizm, Shaivism ve Vaishnavism gibi tek tanrılara tapılmıştır. Brahman öğretisi ise Dharma Sutra ve Dharma Shastra içinde derlenmiştir.
400 ve 1000’li yılları takiben birçok tarihçi ve Puranalar mitolojik ve öğretici yazıları sınıflandırmışlardır. Bu dönem ayrıca Tantrik geleneklerinin başladığı zamandır.
İlk Hindu kuralları 8. yüzyılda filozof Shankara tarafından düzenlenmiştir.