Home » Bilim - Teknoloji » “Dünya Haritası” üzerinden Algı Yönetimi

“Dünya Haritası” üzerinden Algı Yönetimi

Dünyamız, her zaman küresel güçlerin mücadelesine sahne olmuştur. Tarih,  ekonomi, siyaset, medya ve popüler kültür bu mücadelenin en çetin savaşlarının yaşandığı alanlar olagelmiştir. “Tarihi kazananlar yazar” sözü ve “Tarih, kahramanları asanlar tarafından yazılmıştır” repliği bu olgunun veciz anlatımlarıdır. Bilim ve medeniyet tarihindeki, batı medeniyeti dışındaki diğer medeniyetleri –özellikle İslam medeniyetini- yok sayan batılı eğitim anlayışı bunun en güzel örneğidir. (Detaylı bilgi için bakınızMedeniyet Tarihimizi Yeniden Keşfetmek)

Bu algı yönetiminin bir değişik örneği de 450 yıldır kullandığımız “Dünya Haritası”dır.

merkatör

Yukarıda görmeye her zaman aşina olduğumuz Dünya haritası var. Mesela Kuzey Avrupa’daki Grönland adasına bir bakın. Grönland’ın yüzölçümü 2 milyon kilometrekare’den biraz fazladır. Bir de Afrika kıtasına bakın. Afrika Kıtası’nın yüz ölçümü ise 30 milyon kilometrekaredir. Yani Afrika kıtası Grönland’ın aşağı yukarı 15 katıdır ama hepimizin çocukluğundan bu yana bakmaya aşina olduğu haritalarda ikisi de neredeyse aynı boyutta görünmektedir.

Yine, yukarıdaki haritada Kuzey Amerika bariz şekilde Afrika’dan büyük görünmektedir. Ancak gerçekte Afrika 30 milyon kilometrekare iken Kuzey Amerika 24 milyon kilometrekaredir. (Yüzölçümleri wikipediadan alınmıştır)

 

Merkatör Projeksiyonu: Dünyanın En Yaygın Yalanı

Günümüzde hemen her okulda, kurumda ve daha bir çok alanda karşılaşabileceğiniz dünya haritalarının tamamı Merkatör Projeksiyonu (izdüşümü) esas alınarak çizilen haritalardır. Ve işin doğrusunu söylemek gerekirse, dünyanın doğru kabul edilen en büyük ve yaygın yalanıdır. Merkatör Projeksiyonu, son derece yanlış hesaplamalarla çizilen haritalar ortaya koyar. Sadece ekvator çizgisi hizasında doğru sonuçlar verebilen harita, kuzey ve güney uçlarda gerçeği yansıtmayan ölçümler ortaya koyar.

İzdüşüme (projeksiyona) adını veren Felemenk Haritabilimci Gerardus Mercator, bu haritayı 1569’da hazırladı. Haritanın önemli ve popüler olmasının arkasında gemicilik açısından oldukça kullanışlı olması var: Kerte hattını esas alması. Kerte hattı, Dünya üzerindeki tüm meridyenleri aynı açıyla kesen bir eğridir ve gemiciler rota hesaplarında kerte hattını esas alırlar. Mercator projeksiyonu Dünya’yı kerte hatlarını birbirine paralel düz çizgiler olarak gösterecek şekilde kutuplara doğru artacak şekilde germiştir ve bu da gemicilere böyle bir haritaya göre hareket ettiklerinde Dünya’nın dönüşünden kaynaklanan hata paylarını minimize etmelerini sağlar. Başka bir deyişle, gideceğiniz yerin Mercator haritasına göre bulunduğu açıyı belirlerseniz, pusulayı hiç değiştirmeden sadece o yönde takip etmeniz yeterli olur. Dünya o sırada dönüyor ve siz aslında gerçekte düz bir rotadan sapıyor olsanız da, Mercator haritası bu sapmaları çoktan hesaba katmış olacaktır.

Haritanın nasıl göründüğünü tarif etmek istersek kabaca Dünya’nın bir silindir üzerine yapıştırılıp o silindir üzerinde boşluk kalmayacak şekilde gerildiğini söyleyebiliriz. Germeye gerek olmayan bölge ekvatordur ve sadece ekvatordaki tek bir çizgi eğilip bükülmeden, aslına uygun olarak gösterebilmektedir. Haritanın kalan her yeri, ekvatordan uzaklaştıkça hem enlemesine, hem de boylamasına daha çok bozulmaktadır. Doğal olarak Antartika kıtası kıtalar arasında büyüklükte beşinci olmasına karşın bu haritayla birlikte birinciliğe zıplamakta, Grönland Afrika kadar olmakta, Kuzey Avrupa ülkeleri ekvatordaki ülkeleri toprak miktarları bakımından sollamaktadır. Ekvatoru esas kabul edersek kutuplara çıktıkça gerçekleşmiş olan manipülasyon aşağıdaki boyutlarda olmaktadır.

sapma
Bu haritadaki yanlışlıklar, ilk önce kaşifler tarafından fark ediliyor. Ölçeklendirmesi hakkında net bilgiler verilmeyen Merkatör Projeksiyonunu esas alarak dünyayı gezmek için denizlere açılan yüzlerce amatör kaşif, gittikleri yerlerde garipliklerle karşılaşıyorlar. Grönland’ın güney kıyılarına yanaşan gemilerden inen kaşifler kuzeye doğru ‘uzun’ bir yolculuğa çıktıklarını düşünüyorlar ancak yolculuk sandıklarından çok kısa sürüyor. Benzer şekilde Orta Afrika’da keşfe çıkan gruplar Merkatör Projeksiyonuyla hazırlanmış haritalara göre yaptıkları yolculukta, Ümit Burnu’na hesapladıkları sürede bir türlü varamıyorlar. İlk defa kafalarda soru işareti uyandıran tespitler bazı konferanslarda dile getirilince, haritalara paralel ve meridyenler eklenerek, kuzey ve güneydeki paralel-meridyen aralıklarının boyutu büyültülüyor. Böylece haritalar çok dikkat çekmeyen çizgilerle gerçek bir görünüm sunuyormuş gibi şekillendiriliyor. Ancak yine de haritada bir şeylerin yanlış olduğu çeşitli kesimlerce iddia edilse de, geçiştiriliyor.

Geçiştirilen iddialar, sadece kaşiflerin değil astronomların da ilgisini çekiyor. İskoç astronom James Gall’ın 19. yüzyılda yaptığı çalışmalar sonrasında, haritacılar Merkatör Projeksiyon haritaların altına bir not düşmek zorunda kalıyorlar; “Güney Amerika Grönland’ın 5 katı büyüklüğündedir”. Bu ufak detay başlarda kimsenin ilgisini çekmiyor. Çekse de üstünde çok fazla düşünülmüyor. Ta ki, aradan 100 yıl geçene kadar.

1967 yılında Alman sinemacı ve tarihçi Arno Peters, Gall haritasıyla neredeyse tıpatıp benzer bir projeksiyonu Mercator haritasına alternatif olarak sunana kadar da Gall projeksiyonu yeniden gündeme gelmiyor. Berlin doğumlu Alman bilim adamı Arno Peters, Avrupa merkezli dünya fikri üzerine tezler üzerine çalışıyordu ve  Ekvatora yakın olan azgelişmiş ülkelerin kutuplara daha yakın olan gelişmiş ülkelere nispetle küçük görünmesinden rahatsızdı ve bu durumun ülkelerin algılanan önemlerini gelişmiş ülkeler lehine bozduğunu düşünüyordu. Çalışmalarında dikkatini antik haritalar üstüne yönlendiriyor. Antik çağlardaki kaşiflerin haritalarının tümünün, bilinen dünya haritasından belli başlı özelliklerle farklılaşması garibine gidiyor. “Hepsi yanılmış olamaz” diyor Peters ve mevcut dünya haritasını mercek altına alıyor. Peters, James Gall’ın çalışmaları üstünden en doğru harita projeksiyonunu hazırlamak için kolları sıvıyor. Ortaya çıkan sonuç sarsıcı boyutlarda oluyor. Bilinen dünya haritasının önemli bir bölümünün yalandan ibaret olduğu anlaşılıyor. Aşağıdaki haritalarda görüleceği üzere dünyanın ortası Afrika olurken, Avrupa kuzeye sıkışmış gözükmektedir. Afrika, hem Kuzey hem de Güney Amerika’dan gözle görülür şekilde büyük durmaktadır.

peter2

peter1
Yine de 60’lar ve 70’ler sosyal adalet konusunun akademik camiada popüler olduğu yıllardı; bu yüzden Peters’ın kampanyası daha önce getirmediği kadar ses getirdi. Belki Dünya’da Mercator projesinden vazgeçilmedi ama en azından Peters’ın başlattığı tartışmalar, uzun yıllar süren mücadelesi sonunda Amerikan Haritacıları Derneği’nin halkı projeksiyonlar ve bu projeksiyonlarda kullanılan eğim ve bükümler hakkında eğiten kitapçıklar yayınlamasını sağladı. 1989 ve 1990 yıllarında yedi Amerikalı coğrafya örgütü Mercator ve Peters dahil, “dikdörtgen dünya haritası” kullanımını tedavülden kaldırdılar.
sapmalar

 

 farlılık

 

 Neden Bu Israr?

Açıkçası Dünya’yı düz bir zeminde göstermek isteyen yani 2 boyutlu olan hiçbir izdüşümün Dünya’nın gerçek durumunu birebir yansıtması mümkün değildir. Gerardus Mercator’ün de bu haritayı hazırlarken bu tip bir izdüşüm kullanmasında kerte hattını esas alarak rota hesaplama işlemlerinde vakit kazanmaktan başka bir amacı olduğu söylenemez. Ancak 450 yıldır bu haritanın zaman zaman siyasi amaçlarla kullanılageldiği iddia edilmektedir. En azından hala bu haritanın kullanımında ısrarcı olmanın…

1500’lü yılların ortasında ortaya atılan bu harita türü, her ne kadar teknik imkansızlıklardan ortaya çıkmış masum bir hata gibi görünse de aslında büyük bir propaganda malzemesidir. Çünkü ilerleyen yıllarda doğru ölçümlerle oluşturulan haritalar, kabul görmemiş ve Merkatör Projeksiyonu kullanılmaya devam etmiş. Neden? Bilimsel her türlü gelişmeye kucak açan insanlık, neden Merkatör Projeksiyonu gibi ilkel, teknik hatalarla dolu bir ölçüme bağlı kalmış?

Her şeyden önce bugün bildiğimiz pek çok harita Avrupa’yı merkeze almaktadır. Hakikaten de, Dünya küreseldir ve merkez olarak Avrupa’yı seçmenin sağladığı özel bir avantaj yoktur. Lakin ilk coğrafi keşiflerin Avrupalılarca yapıldığı ve ilk Dünya haritasının Avrupalılar tarafından çizildiği (!) düşünülürse Avrupa’nın merkezde yer alması gayet normal karşılanabilir. Fakat sömürgeler çağında bu entosantrik –yani bir etnik kökeni daha ön planda veya merkezde tutan durumun– birilerinin işine yaramadığı söylenemez:  Örneğin “Güneş’in batmadığı imparatorluk” söylemlerinin meşhur olduğu dönemlerde İngiliz üretimi Dünya haritaları başka alternatifleri olmasına karşın Mercator izdüşümünden asla vazgeçmemişlerdir. İngiltere’yi ve dominyonları olan Kanada ile Avustralya’yı olduğundan daha büyük gösteren, buna keza ekvatora yakın olan İngiliz sömürgelerini gerçeğine uygun –yani görece daha küçük–  resmeden, İngiltere’yi de Dünya’nın tam merkezine koyan Mercator haritaları İngiltere’nin sömürge politikalarının ve yaratmak istediği algının görsel coğrafi zeminini oluşturuyordu. Bu yüzden başta İngiltere olmak üzere gelişmiş sömürgeci ülkeler, Mercator projeksiyonundan hiç vazgeçmemiş ve eğitim politikalarına da kolaylıkla müdahale edebildiği azgelişmiş ülkelere bu haritadan bol bol dağıtmışlardır. Ayrıca, 1855 yılında James Gall tarafından geliştirilen, İngiliz Bilim Gelişimi Derneği’nin Glasgow toplantısında  sunulan ve 1885 yılında İskoç Coğrafya Dergisi’nde (Scottish Geographic Magazine) yayınlanan Gall haritası, tahmin edildiği gibi yine İngilizlerce pek benimsenmemiş ve ancak 100 yıl aradan sonra Arno Peters ile gündeme gelebilmiştir.

Tüm sosyalbilimciler bu konuda aynı şeyi düşünmüyor. “Kerte Hattı ve Harita Savaşları” adlı kitabın yazarı Mark Monmonier Mercator projeksiyonunun emperyalizmin bir simgesi haline dönüştüğünü kabul etmekle beraber bir haritanın algı yönetiminde ya da emperyalizmin amaçlarına ulaşmasında abartıldığı kadar etkili olduğunu düşünmemektedir. Ancak o dönemde, her şeyden önce endüstri devrimini gerçekleştirmiş Avrupa ülkelerinin karşısında hâlâ tarım toplumu olarak adlandırabileceğimiz toplumlar vardı ve bu toplumların “toprak miktarını” önemli bir parametre olarak algılama durumları olduğu gözden kaçırılmamalıydır.

Sonuç olarak; Merkatör Projeksiyonun asıl sorunu geometri değil, propagandadır. Batı dünyasının propagandasına maruz kalmış bir dünyanın eğilip bükülüşünün kanlı canlı kanıtıdır!

Kıtalara mevcut dayatılan harita üzerinden objektif bir yorumla bakacak olursak; Büyük bir Rusya, büyük bir Kuzey Amerika, küçük ama merkezde bir Avrupa, bastırılmış bir Afrika ve sıkıştırılmış bir Ortadoğu görülür (daha doğrusu gösterilir).

Bir Katkı Daha..

Yazar Abdurrahman Dilipak’ın  konferanslarında dile getirdiği “Dünya Haritası Gerçeği” açıklamalarını, yukarıdaki bilgilere ekleyince durum daha ilginç hale gelmekte ve Dünya Haritası üzerinden yapılan propaganda, algı yönetimi daha netleşmektedir:

  • Dünya haritasında Avrupa ile Amerika yan yana gösterilmektedir. Ancak gerçek öyle değildir, gerçekte Amerika kıtası Asyanın sağında ve Asya kıtasının yanında yer almalıdır. Çünkü Amerika ve Asya kıtası Bering boğazı ile birbiriyle bağlanmaktadır. Buna mukabil Avrupa ile Amerika arasında bir geçiş söz konusu değildir. Ancak Dünya haritasında Amerika ve Avrupa yan yana müttefik olarak gösterilmekte ve algı oluşturulmaktadır.
  • Fizik kurallarına göre “ağır kütle aşağıda, hafif kütle yukarıda olur”. Ancak ekvator çizgisi dikkate alındığında, Dünya haritasında daha fazla kara kütlesinin olduğu Avrupa ve Kuzey Amerika yukarıda iken diğer kıtalar ise aşağıdadır..
  • Yine cisimlerin sivri uçları yukarı bakarken, geniş tabanları aşağıdadır. Aynı dağların geniş eteklerinin aşağıda, sivri olan zirvesinin yukarıda olması gibi. Ancak dünya haritasında Güney Amerikanın, Afrikanın ve Hint yarımadasının sivri ucu aşağıya doğru bakmaktadır.
  • Fizik kurallarına göre bu haritanın tepetaklak çevrilmesi gerekir. Ancak batı uygarlığı dünya haritasında bile kendini yukarıda (ve merkezde) diğer medeniyetlerin üzerinde göstermektedir.

Aşağıdaki dünya haritası, Abdurrahman Dilipak’ın tarifine uymaktadır ancak bu seferde Avustralya; mevcut dünya haritasında kendisine biçilen “en altta ve sağ uç köşedeki yerine inat”  kendisini dünyanın merkezine ve üzerine koymaktadır.

avustralya

Danyal Peker 

 

Kaynaklar:

  1. Tevfik Uyar, Afrika O Kadar Da Küçük Değil, Açıkbilim, 2014
  2. Oktay Volkan Alkaya, 7 Maddede Dünya Haritasının Ardında Yatan Saklı Gerçek, Radikal, 2014
  3. Abdurrahman Dilipak, Dünya Haritası Gerçeği, 2013
  4. Wikipedia, “Mercator Projection” ve “Gall-Peters Projection” maddeleri
  5. Wikipedia, Kıtaların yüzölçümleri maddesi
  6. Mark Monmonier, Rhumb Lines and Map Wars: A Social History of the Mercator Projection
  7. Leonard Orr, Joyce, Imperialism and Postcolonialism