Home » Eğitim » DEHB’li Çocukların Neden Sınıfta Hareket Etmeye İhtiyacı Var?

DEHB’li Çocukların Neden Sınıfta Hareket Etmeye İhtiyacı Var?

DEHB-ve-hareketlilik-658x438

Kalemin ucuyla çıt çıt oynayanlardan mısınız? Yoksa parmağını sürekli saçına dolayanlardan mı? Ya da sürekli ayaklarını sallayanlardan mı? Hiç sınıfta sürekli bir yerleriniz oynadığı için başınız belaya girdi mi? Başınızı utanarak önünüze eğmeyin. Tüm bu hareketler düşünmeniz için size yardımcı oluyor olabilir.

Yeni bir araştırma dikkat bozukluğu olan çocuklar için hiperaktif hareketlerin, konsantrasyon gerektiren bir çalışmada daha iyi performans anlamına geldiğini ortaya koydu. Araştırmacılar yaşları 8 ila 12 arasında değişen küçük bir grup erkek çocuğuna, rastgele harflerden ve sayılardan oluşan bir seri verdi. Yapmaları gereken şey şuydu: Numaraları sırayla diz ve bir grup harf içindeki son harfi bul. Tüm bu süreç içinde çocuklar bir döner sandalyede oturuyorlardı.

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) teşhisi almış olan katılımcılar için sandalyelerinde hareket etmek ve dönmek daha iyi bir performans ile doğrudan orantılıydı. Ancak gelişimi tipik bir seyir gösteren çocuklar için durum bunun tam tersiydi: Ne kadar fazla hareket ederlerse, çalışmada o kadar başarısız oluyorlardı.

Araştırma ekibinin başında bulunan ve çalışma alanı DEHB olan Mississippi Medikal Merkezi Üniversitesi’nden Dustin Sarver’ın, hareketli ve kıpır kıpır olmanın bu çocuklara neden yardımcı olduğuna dair bir teorisi bulunuyor:

“Ana sebeplerden birinin, hareket etmelerinin ‘uyanık olma’ hallerini arttırması olduğunu düşünüyoruz.”

Evet doğru.. Arttırıyor. Dikkat bozukluklarıyla ilgili en çok kabul gören bilimsel teoriye göre hareketlilikleri beynin kronik olarak az uyarılmasından kaynaklanıyor. Tedavi olarak uyarıcı ilaçların verilmesinin sebebi de bu. Sarver, hafif fiziksel hareketlerin tıpkı Ritalin’in (DEHB tedavisinde kullanılan ilaç) yaptığı şekilde sinir sistemini “uyandırdığına” ve böylece bilişsel performansı geliştirdiğine inanıyor.

Ancak Sarver, uyanık olma halinin bir “gökkuşağı eğrisi” şeklinde oluştuğunu söylüyor. Oysa uyanıklığı, “tam olması gerektiği gibi” bir düzeyde tutmak gerekiyor. Ne çok fazla, ne çok az. Bu yüzden gelişimi “normal” olan çocuklara hareket yardımcı olmuyor. Hatta onların dikkatini dağıtıyor.

Popüler sınıf yönetimi önerilerin büyük bir kısmı çocukların duruşlarını ve hareketlerini kontrol etmeye odaklanıyor. Bunun altında, hareket etmeden oturmanın “iyi” düşünmeyle eşanlamlı olduğu teorisi yatıyor. Örneğin bugün pek çok okulda kullanılan Doug Lemov’un “Bir Şampiyon Gibi Öğretin” modeli, “Dik otur, dinle, soru sor ve cevap ver, başınla onayla, konuşmacıyı takip et” anlayışına dayanır.

Bu yeni araştırma oldukça küçük bir araştırma ve dolayısıyla sınıf yönetiminin nasıl yapılması gerekitğine yönelik kesin kanıtlar sunuyor anlamına gelmiyor. Ancak sürekli DEHB konusunda öğretmenlerden gelen sorulara maruz kalan bir DEHB uzmanı araştırmacı olarak Sarver, bu öğretmenlere şunu söylüyor:

“DEHB’li çocuklara sınıfta biraz hareket özgürlüğü alanı sunmak çok daha anlamlı bir şey olabilir. Elbette sürekli sıralarından dışarı çıkmalarından ve diğer öğrencileri rahatsız etmelerinden değil, etrafta ihtiyaç duydukları şekilde hareket etmelerinden bahsediyorum.”

“Bir çocuğa ‘Otur yerine, hareket etme, tıklatmayı kes, sallanmayı kes’ dediğimde çocuklar bütün zihinsel enerjilerini bu kurala konsantre olmaya harcıyor. Ve bu onlardan yapmalarını istediğimiz şeylere odaklanmalarına izin vermiyor. Yani enerjilerini okuldaki çalışmalarına veremiyorlar.”

 

Kaynak: http://ww2.kqed.org/mindshift/2015/05/15/let-kids-fidget-in-class-why-it-can-be-good-for-those-with-adhd/